Bizler en hasta hücremiz kadar sağlıklıyız aslında.
Alkali doğup asidik ölüyoruz. Hastalık bizi bulmadan
evvel oturup düşünmüyoruz, hücrelerimze yeteri özeni
göstermiyoruz. Karnımız tok ancak bedenimiz aç oluyor.
Bazen tıka basa yiyoruz, 1000 kalorilik bir ziyafet
veriyoruz kendimize. İşte oturup sorgulamıyoruz, bunu
kaç gramı hücrelerim için faydalı, ne yiyorum, yediğim
şey bana ne kadar yararlı diye.
Zaman geçiyor ve
bir bakıyoruz ki irili ufaklı hastalıklar kapımızı
çalıyor. Şeker, diabet, tansiyondan tutun da, kansere,
astıma, ülsere kadar. Genetik diyoruz, suçu genlerimize
atıyoruz, kader diyoruz kabulleniyoruz. Ya da ancak
hastalık gelip kapıyı çaldığında sorguluyoruz, acaba
sigarayı önceden bıraksaydım böyle olur muydu?
Beslenmeme dikkat etseydim bu hastalık başıma gelmez
miydi?
Bu soruları sormak için çok gecikmiş
oluyoruz maalesef, bunları olmadan engelleyebilir ya da
karşılaşmamızı uzatabiliriz. Çözüm elimizde, kafamızın
içinde. Geciktirmek ise kendimize yaptıgımız en büyük
kötülük.
Dr. Ayşegül Çoruhlu Alkali dendiğinde
akla gelen ilk kişi artık. Bu işin uzmanı, kraliçesi.
Şimdi onun son kitabında yazığı bir noktayı anlatmak
istiyorum.
Doktorumuz diyor ki vücudumuzda bir
elektrik akımı vardır, beyinlerden organlara giden ve
sürekli bizi ayakta tutan, faaliyetlerimizi yapmamızı
sağlayan, “enerji” dediğimiz olay bu elektriktir işte.
Hani bazen enerjim tükendi deriz ya, ya da bir alışveriş
merkezine gittiğimizde enerjimiz düşer gün sonunda çok
yoruluruz. İşte bu o vücuttaki elektrik akımının
tepkimesidir.
Ya da en basitinden toprağa basarız
çığlak ayakla, elektriğimizi atarız, ya da bazen insan
insana elektrik çarpar, bazen maddelere eşyalara çarpar
elektrik, işte bu elektrik bizim vücudumuzun enerjisi
olan hayati faaliyetlerimizi, sinirliliğimizi, düşünme
hızımızı belirleyen elektriktir.
Peki bu elektrik
vücudumuzda nasıl ilerler? Elekrtik vücudumzuda sıvılar
vasıtasıyla ilerler. Vücudumuzun %72’si sıvıdır.
Organlarda, hücrelerimizde, kanımızda sıvı vardır. Bu
sıvının içinde de mineraller vardır yani iyonlar. Bunlar
vasıtasıyla elektrik vücudumuzda yayılır.
Şimdi
sizin vücudunuza ne mineral koyduğunu, hangi iyonu
aldığınız önemli. Siz eğer fazlasıyla CO2 (sigara
dumanı, egzoz gazı vb) gibi alıyorsanız vücuda,
asitlenirsiniz. Ya da yediğimiz işlenmiş besinlerin
içindeki sitrik asit, glukoz vs gibi yapay kimyasalların
hepsi negatiftir. Siz vücuda negatif, maddeleri
soktunuz. Hani pozitif güzel maddeler? Vücut oldu
asitli! Hani alkali??
Şimdi siz sabah kalktınız,
iyi kötü bir kahvaltı yaptınız, gün içinde içtiniz bol
bol çay kahve aldınız tein, kafein; öglen akşam yediniz
tatlıyı aldınız şekeri, glukozu; bir de yağlı yediniz,
et, kebap; akşamda geç yediniz yine yağı esirgemediniz,
yediniz nişastalı pilavları, yanına yine yağlı etimiz,
ya da sucuklu kuru fasulyemiz; misafir geldi börek çörek
çay kahve faslı; ya da doğum gününe gittiniz gece
pastalar yendi, kolalar içildi. Oh bir de alkolumuz
varmış gelsin rakılar, gitsin biralar şaraplar. Aldık
alkolumuzu, asitlerimizi.. Gün içinde yediğimiz hazır
keklerden, gofretlerden, şekerlerden bahsetmiyorum
bile!!
Şimdi nerde sizin sağlığınız? Bu yaşama
hücre mi dayanır, vücut mu dayanır? Hani sizin sebzeniz
bol bol her öğünde? Hani meyveniz, kuruyemişiniz? Asıl
HANİ SİZİN ALKALİ SUYUNUZ?
Siz böyle beslenin,
ha bire vücut negatif yüklensin. Elektrik akımı
yavaşlasın, kan dolaşımı yavaşlasın, kalp çarpıntısı
başlasın, tansiyon dengesizlikleri, insülin direnci,
hipoglisemi.. Neden peki? Eee, elektrik dogru düzgün
akmıyor da ondan! Siz verdiğiniz negatif yükleri hadi
bakalım pozitif yükler nerde negatif yükleri dengelesin
de elektriğimiz kolayca aksın gitsin vücuttan?
İçme suyumuz mesela, çeşme suyuna belediye kloru basar,
Klor negatiflerin başında gelir hem de. Sülfat vardır
bir de çeşme suyunda negaitf yükü en fazla olanlar
maddelerden biridir. Siz şimdi çeşme suyunu içerseniz,
ya da damacana-şişe sularını içerseniz, bu kötü yüklü
iyonları nasıl atacaksanz sudan?
Tek çöcüm PH
yükselten ve PH yükseltirken suya Magnezyum, Potasyum,
Kalsiyum, Sodyum gibi mineralleri DOĞRU ÖLÇÜDE ekleyen
su arıtma cihazları yada iyonizerleri almaktır ve o
sudan günde en az 2 litre içmektir. Zemzem suyuna yakın
derecede şifası olduğu bilinen PH’ı yüksek su akdar
değerli bir besin yoktur vücut için. Bunu bugün
biyokimyacılar, doktorlar, Ender Saraç, Ayşegül Çoruhlu,
Yasemin Bradley ve bu işin uzmanı olan herkes, Dünya
Sağlık Örgütü de her fırsatta yinelemektedir.
Sizin vücut PH’ınız ne kadar yüksekse, elektrik akımınz
o kadar iyi, sağlığınız o kadar yerinde, düşünceniz o
kadar hızlı, beyin fonksiyonlarınız o kadar atak olur.